Uzman doktorlar hamilelik döneminde cinsel ilişkinin bebeğe zarar vermediğini birçok kez söylerler. Çünkü bebeğin amniyo sıvısı bütün fiziksel değişiklikleri içine saklayacak şekilde bir özelliğe sahiptir.  

Tüm bu bilgiler ışığında söylenebilir mi hamilelik döneminde birliktelik yeni oluşmaya başlayan bebeğe zarar vermiyor. Kadının rahim kaslarının kasılmasına neden olabilme ihtimalinin göz önünde bulundurulacağı üzere bazı hekimler cinsel ilişkiyi kısıtlamak yerine prezervatif kullanımını ya da geri çekme yönteminin kullanılmasını önerirler. Hamilelikte bu tür özel durumların doktora danışılması çiftler için faydalı olacaktır. 

Hamilelikte çiftler bebeğe zarar veririm endişesiyle çoğu zaman ilişkiye girmekten çekinir. Bu da çiftlerin birbirinden uzaklaşmasına sebep olur. Gebelik döneminin ilk 3 ayında düşük riski içerisinde olan kadınların ise doktor tarafından birliktelik kurması yasaklanabilir. 4 haftaya kadar çiftlerin cinsel birliktelik yaşamasında herhangi bir sorun yaşanmıyor. Bu dönemde çiftler rahatlıkla birlikte olabiliyorlar. Özellikle ilk hamileliği olan anne adayının dışarıdan gelecek her türlü müdahalenin bebeğine zarar vereceği düşüncesi ile cinsel istekleri körelebilir. 

Semen, erkeklerde cinsel ilişki sonunda yaşanan orgazm ile birlikte testislerde farklı salgı bezleri tarafından üretilen, beyaz renkli, yoğun kıvamlı ve yapışkan özelliklere sahip bir sıvıdır. Erkek üreme hücresi olan sperm, kadın üreme hücresi olan yumurtayla birleşme sonucu yumurtayı dölleme yeteneğine sahiptir. Kadın yumurtasının erkek üreme hücresi olan sperm ile döllemesi sonucu başlayan ve iki haftanın sonuna kadar süren döneme zigot dönemi denir.

Bu sürecin hemen sonrasında ise geçen 3-8 haftanın sonuna kadar devam edecek olan embriyo süreci başlar. Yaklaşık olarak fındık büyüklüğünde olan canlı artık embriyo diye tanımlanır. Embriyo döneminde bebek fındık benzeri görünümden insan görünümüne kavuşur. Yani artık kafa, gövde, kol, bacak, el ve ayakları olan bir canlı olmuştur.

Hamileliğin 9. haftasından sonra bebek fetüs olarak adlandırılır ve doğuma kadar böyle devam eder. Geriye kalan dönem boyunca fetüsün gelişimi hızla devam eder ve doğduktan sonra tamamen gelişmiş, tüm organları çalışan bir insan olarak dünyaya gelir ve fetüs olarak değil, bebek olarak anılır. 

Kadınların yaşamış olduğu adet kanaması aylık döngüler hâlinde gerçekleşen ve vajinada olan bir kanama türüdür. Son derece normal kanama türleri arasındadır. Ergenlikten menopoz dönemine kadar bu süreç  böyle devam eder bu da kişinin doğurganlığının göstergesi olarak bilinir. Her adet kanamasının ilk gününden itibaren yumurtalıkların bir tanesinde bir adet yumurta hücresi olgunlaşma süresine girer.

Olgunlaşma süreci esnasında yaklaşık olarak 14. gününde giderek büyüyen ve 14. gününde 16 milimetre çapına ulaşmış içi sıvı dolu ve olgun yumurta hücresini barındıran folikül adını verdiğimiz bir yapı meydana getirir. Bu olgun folikül dediğimiz yapı çatladığı zaman içindeki yumurta hücresi tüplerden bir tanesinin içine girer.

Genelde ne tarafta çatlamışsa o taraftaki tüpün içerisine girer ve tüpün içerisinde ilerlemeye başlar. Tüpün saçakları yumurta hücresini kavrayacak şekilde yaratılmıştır. Yumurta hücreleri tüpün saçakları sayesinde içeriye doğru alınır. Eğer o esnada yumurta hücresi birkaç gün öncesinden gelmiş veya yeni gelen sperm hücresi topluluğuyla karşılaşırsa o zaman bunlardan bir tanesi veya en güçlüsü yumurta hücresine girmeyi başardığı zaman artık döllenme gerçekleşecektir.

Ondan sonra yaklaşık olarak 1 hafta sonunda rahim içinde en uygun yere genelde rahmin üst yerleri en uygun yerler olarak bilindiği için oraya yerleşir. Yerleştikten itibaren artık yavaş yavaş beta HCG kanda salgılanmaya başlıyor saptanabilir hale geliyor ve gebelik başlamış oluyor. Yani burada en önemli olay olgun bir yumurta hücresinin doğru bir zamanda sperm topluluğuyla karşılaşmasıdır. 

Herhangi bir ayda vajinal kanamanın olması, doktor tarafından düşük tehlikesi olduğunun söylenmesi, plasentanın önde gelmesi, yine doktor tarafından erken doğum tehlikesinin olduğunu söylemesi veya önceki gebeliklerin erken olması, su kesesinin erken açılması ve bu tür durumlara benzer olayların yaşandığı sorunlar var ise partneriniz ile cinsel ilişkiye girmeniz riskli olur. Bu tür problemleriniz yoksa cinsel ilişkiye girmenizde herhangi bir risk durumu söz konusu değildir ancak bu konuda yine de doktorunuza danışmanız uygun olacaktır.